BuRaSı tÜrKiYe bUrDaN ÇıKıŞ YoK YoLuMuZ UzUn pEs eTmEyEcEğIzZz!!!
 
  AHLAT'IN TARİHİ
  ANA SAYFA
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  OYUNLAR
  CHAT SAYFASI
  FIKRALAR
  TV İZLE
  ANKETE KATILIN LÜTFENN
  MSN NİCK OLUŞTURUCU
  HANGİ GÜN DOĞDUN???
  TÜRKSEN OKU MÜSLÜMANSAN OKUMADAN ÇIKMA!
  BURÇLAR
  KOMİK RESİMLER
  RÜYA TABİRLERİ
  RADYO
  İDEAL KİLONUZ
  ÜYELİK FORMU
  ÇOK İLGİNÇ SÖZLER
  MSN YE GİRİN
  AŞKINI ÖLÇ
  OTOBÜSTE YER VERMEK İSTEMEYENLER İÇİN BAHANELER:)
  AŞK MEKTUBUNUZ
  ZEKA TESTİ
  NEDEN BİLGİSAYAR KLAVYELERİ ALFABEYE GÖRE DİZİLMEMİŞTİR MERAKLILAR BURAYA!!
  İSTER İNAN İSTER İNANMA!!
  TC KİMLİK NO SORGULAMA
İSTER İNAN İSTER İNANMA!!

                                           AYIBIN BU KADARI!!
Bu olay Bursa’da olmuş. 17 yaşında bi genç kız aniden ölmüş. Aile perişan olmuş ama n’apsınlar, kızı defnetmişler taabi. Aradan bi’kaç gün geçmiş. Baba kızını rüyasında görmüş. Kız sürekli titriyomuş ve “Çok üşüyorum baba. Yalvarırım üstümü ört” diyomuş. Adam sabah kalktığında rüya aklına gelince hüngür hüngür ağlamış. “Gül gibi evladımı kaybettim. Rüyama giricek tabii” diye düşünmüş. Karısının üzülmemesi için de ona hiç bişey söylememiş. Ama ertesi gece, sonraki gece, daha sonraki gece, hep aynı rüya: “Çok üşüyorum baba. N'olur üstümü ört!”
Baba bi gece yine aynı rüyayı görürken kan ter içinde uyanmış. Dayanamamış, karısının, “Nereye bey bu saatte?” demesine aldırmadan sokağa fırlayıp soluğu mezarlıkta almış. Kızının mezarına gelince ne görsün? Mezar açık ve bomboş! Adam ne yaptığını bilmez bi halde mezarlık bekçisinin kulübesine yönelmiş. Allahım, o an gördüğüne yürek dayanmaz… Bekçi resmen kıza tecavüz ediyomuş! Meğer bu aşşağılık herif her zaman, yeni gömülen ölülere belli bi süre bunu yaparmış...

                                   
MEZARLIKTAKİ GELİNLİK
Bir akraba dügününden dönen Kemal ve arkadasi Recep, 20 kasim aksami, yaklasik 00.30 sularinda sehir mezarligindan otomobille geçiyorlardi.

Her iki tarafi mezarlik olan dar bir yoldu geçtikleri. Aniden soldaki duvarin üstünden, arabanin önüne beyaz bir sey atladi. Iki arkadas bunun beyaz bir köpek olabilecegini düsündü. Ancak normal sartlarda ona çarpmalari gerektigi halde her ikisi de çarpma sesi duymamis ve çok sasirmislardi.

Arabayi durdurup arkalarina baktilar ama hiçbir sey görmediler. Her ikisi de garip bir seyler oldugunu fark etmislerdi. Mezarliktan çikmalarina çok az kalmisti ki, araci kullanan Recep bir çiglik atti. Dikiz aynasindan bakiyordu.

Bunun üzerine arkaya dönüp bakan Kemal arka koltukta oturan gelinlik giymis bir kadin gördü. Kadin sessizce iki arkadasi izlemekteydi. Büyük bir korkuya ve telasa kapilan arkadaslar, mezarliktan nasil çiktiklarini ve arabadan nasil indiklerini hala hatirlamiyorlar. Ön cama yapismis bir sekilde arabayi durdurdular fakat kadin artik orada degildi.

Bunun üzerine olayi arastirmaya baslayan Kemal, ayni gün ölen bir kadin oldugunu ögrendi. Kadin yakin bir köyde yapilan dügününden dönerken trafik kazasinda hayatini kaybetmisti. Ve öldügünde üzerinde gelinligi vardi.

Ölen kadinin yakinlarini ziyaret eden Kemal , kadinin ayni kadin olup olmadigini ögrenmek istedi. Gittigi evde kendisine bir fotografi gösterildi. Fotograftaki kadin o gece otomobilin arka koltugunda gördügü kadindi. Ölen kadinin yakinlari da olaya sasirdilar. Bir daha o mezarliktan geçemeyen Kemal ve arkadasi, olayi bir süre daha irdelemelerine ragmen, o gün ölen kadinin neden onlara gözüktügünü ögrenemediler


                                    
KOZMİK ŞAKACI
KAÇIŞ YOK

Katil Michael Godwin, ABD Colombia'da ölüm cezasına çarptırıldı ve infazın elektrik sandalyesinde yapılmasına karar verildi. Ancak idamına birkaç saat kala, avukatlarının çabasıyla Eyalet Komitesi tarafından ölüm cezası, ömür boyu hapse çevrildi.

Haftalar sonra Godwin yeni hücresinde metal bir sandalyeye oturmuş, hücreye gönderilen televizyonu kurcalıyordu. Nasıl olduğu hala bilinmiyor, televizyonun elektrik kablosu metal sandalyeye değdi ve Godwin çarpılarak can verdi; aynen kurtulduğu elektrikli sandalyede olacağı gibi.

Kabloda minicik bir sıyrık vardı; belki bir fare kemirmişti veya başka bir nedenden...İlahi adalet Godwin'i bağışlamamıştı...

DRAKULA

1998 yılında bir gece Drakula filminin İngiltere’de galası yapılacaktı fakat, filmin başlamasına çok az bir zaman kalmasına rağmen makaralar hala galanın yapılacağı sinemaya ulaşmamıştı. Daha sonra film makaralarını getiren arabanın yolda bir kaza yaptığı ve bundan dolayı da geç kalındığı öğrenildi. Filmleri getiren araba “Ulusal Kan Nakli Servisi” nin ambulansı ile çarpışmıştı.

YUMURTA YAĞMURU


Yine İngiltere’den bir garip örnek daha; Bin dokuz yüz yetmiş dört yılı sonlarında Berkshire bölgesindeki bir okula gökten yumurta yağdı. Masmavi, bulutsuz bir gökten aniden yumurtalar düşmeye başladı. Bu yağmur birkaç gün sürdü arabalar, damlar, okul bahçesi, hep yumurta içinde kaldı. Yöre halkının yakıştırması hazırdı : UFO’lar! Fakat bu UFO, uçan daireler değil; Bilinmeyen Uçan Omletler manasına geliyordu. Bölge havacılık dairesine soruldu, uçan omletlerden haberleri yoktu. Ancak işin enteresan tarafı bu okulun ismi İngilizce’de folluğu hazırla manasına gelen Keep Hatch’ti. Kısacası, gökten yumurtalar folluğa düşmüştü. Kozmik Şakacının yeni bir oyunu. Gökten, insanın başına bir çok şey yağmıştır. Amerikalı ünlü gariplikler uzmanı Charles Hoy Fort bu konuda çok kapsamlı araştırmalar yaptı ve enteresan yağmurlar listesi şunlardan oluştu :
Balık yağmuru
- Kurbağa Yağmuru
- Mühür Yağmurları
- Bunların en enteresan ve ürkütücü olanı ise, şüphesiz ki insan eti parçalarının yağmur halinde gökten yağmasıydı...

UĞURSUZ ARYA

1852 yılında, Paris Operası Kral VI. Charles tarafından açıldığında öylesine olay olmuştu ki, gazeteler açılışı, "Ezici bir başarı" olarak nitelemişlerdi. Açılış gecesinde dönemin en ünlü tenoru Mafiani başroldeydi. İkinci tenor, "Tanrım, onları ez..." diye başlayan aryasına başladığında, Mafiani'nin gözleri tavana ilişti. Kubbenin hemen altında bulunan "kedi balkonu" denen çember balkondan dev bir parça yerinden koparak düştü. Beton blok, doğrudan talihsiz tenorun üzerine geldi ve onu ezerek öldürdü.

Herşeye rağmen gösteri sürecekti... Ertesi gece Mafiani ön sıraları boş olan salonda yine sahneye çıktı ve o an geldi. Yine "Tanrım, onları ez..." aryası başladığında tenorlardan birisi göğsünü tutarak yere düştü, kalp krizi geçiriyordu ve kurtarılamadı.

Yapımcılar ve sorumlular panik halindeydiler; ölümün üçüncü kez geleceğinden korkuyorlardı. Ama Mafiani direndi ve meşum aryanın söylenmesine karar verildi. Zamanı geldiğinde orkestra susacak ve aryadan sonra çalmaya devam edeceklerdi. Gerçekten de öyle oldu; orkestra sustu, ama müzisyenlerden biri refleks olarak sözcükleri mırıldanmaya başladı. Mafiani duydu ve adama ters ters bakarken, kemancılardan biri aynen bir önceki gibi kalp krizi geçirerek o anda yaşama veda etti.

Artık herkes pes etmişti; opera kapatıldı, oyun kaldırıldı. Sahneler aylar sonra bir başka oyunla açıldı. Ancak o oyun bir daha asla oynanmadı.

BAŞKANLARIN ÖLÜMLERİ

Abraham Lincoln ile John Fitzgerald Kennedy'nin yaşamları ve uğradıkları suikastlar, inanılmaz bir dizi olayla birbirlerine bağlıdır.

Lincoln ilk defa 1846 yılında Kongre'ye seçildi. Kennedy ise tam 100 yıl sonra... 6 Kasım 1860'da Lincoln ABD'nin 16. başkanı seçildi; Kennedy ise 8 Kasım 1960'da 35. başkan oldu. Ölümlerinden sonra yerlerini alan yardımcılarının ikisinin de adları Johnson'du; Andrew Johnson 1808'de, Lyndon Johnson 1908'de doğmuştu. Lincoln'u vuran J.W.Booth 1838 yılında, Kennedy'nin katili Oswald ise 1939'da doğdu. İkisi de güneyliydi ve mahkemeye çıkartılamadan vuruldular. İkisi de cinayeti bir tiyatro binasında işleyip, daha sonra bir ahıra kaçtılar. Suikast gününde Lincoln bir korumasına, "Benim canımı almak isteyen bir adam var. Başaracağından kuşkum yok. Olacağı varsa önüne geçilemez." demişti. Kennedy ise eşine ve yardımcısı O'Donnel'a, "Biri beni bir tüfekle bir pencereden vurmak isterse kimse onu durduramaz. Bu yüzden niçin kendimi üzeyim?" demişti.

Lincoln ve Kennedy insan haklarını savunmalarıyla tarihe geçtiler; ikisi de bir cuma günü kafalarının arkasından vuruldular ve eşleri de yanlarındaydı. Lincoln Ford Tiyatrosu'nda vuruldu; Kennedy ise Ford Motor Şirketi tarafından yapılan bir arabada hayatını kaybetti.

Başka bir ilginç tesadüf ise Kennedy'nin Evelyn Lincoln adlı bir sekreteri olması ve Kennedy'ye Dallas'a gitmemesi için ısrar etmesiydi. Lincoln'un sekreterinin ismi de aynıydı...

JOHN LENNON

23 Ağustos 1980'de, New York'ta geceyarısı NBC kanalında yayınlanan bir talk-show'da ruhçuluğa meraklı Alex Tanous'un söyledikleri aylar sonra gerçekleşecekti.

Talk-Show yöneticisi Lee Spiegel'in amacı yetenekli gördüğü insanlarla deneyler yapmaktı. Spiegel NBC radyosunda yayınlanan 'Açıklanamayan Olaylar' adlı programın yapımcısı olarak ün yapmıştı. 73. Cadde'de bulunan Amerikan Ruhsal Derneği önünde bir deney yapmak amacındaydı. Aynı caddede bulunan Dakota Apartmanları ise ünlülerin oturdukları bir yer olarak tanınıyordu. Spiegel, Tanous'la beraber apartmanların önünde durarak, gelecek birkaç ay içinde ünlülerin yaşamında nelerin olabileceğini sordu. Bir an düşünen Tanous, gözlerini kapadı ve konuştu:

"Bu sözlerim gerçekleşecek. Çok ünlü bir rock yıldızının zamansız ölümünü görüyorum ve bu ölüm şu andan itibaren her an gerçekleşebilir. Tekrar ediyorum, bu çok zamansız bir ölüm ve garip bir yabancı onun ölümüne neden olacak. Bu ölüm sayısız insanın bilincini etkileyecek, çünkü o kadar ünlü biri..."

Bu talk-show 5 Eylül 1980'de yayınlandı; ancak 8 Aralık 1980 günü tekrarlanacaktı; çünkü o gün dünyanın en ünlü müzisyenlerinden biri olan pop-star John Lennon, eşi Yoko ile birlikte Dakota Apartmanları'ndaki dairelerine dönerken, uzak bi eyaletten gelen psikopat biri tarafından vurularak öldürüldü.

Tanous, bahsettiği ünlü kişiyi kimin öldüreceği sorulduğunda bir isim vermemişti. Ama yapımcı aylar önce programı yayınladığında, altı ünlü sanatçıdan oluşan bir liste okumuştu ve listenin başında John Lennon bulunuyordu.

Bir şey daha var; korku sinemasının en iyi örneklerinden sayılan ve başrolünü Mia Farrow'un oynadığı 'Rosemary'nin Bebeği' filminin çekimi sırasında ard arda bir sürü uğursuzluk yaşanmış ve oyunculardan bazıları sonradan psikiyatrik tedavi görmüşlerdi. Ve bu film aynı yerde, yani Lennon'un vurulduğu Dakota Apartmanları'nda çekilmişti...

Katil soruşturmada Lennon'u neden vurduğunu bilmediğini söylüyordu. Tanous'un kehaneti gerçekleşmişti...



                                      TESADÜFÜN BÖYLESİ

Okula gitmek için sıcacık yatagimizdan kalkmak hepimize ölüm gibi gelirdi, yanılıyor muyum? Bakin gerçekten de öyleymiş.

O harfinden sonra gelen harf Ö
K harfinden sonra gelen harf L
U harfinden sonra gelen harf Ü
L harfinden sonra gelen harf M


                                       
İNTİKAMI KORKUNÇ OLDU
İngiltere’de kaynanasının sürekli dırdır etmesinden bunalan Steve Owen’ın intikamı korkunç oldu.

Damat Owen kaynanasını ünlü açık arttırma sitesi ebay’de 1 sterline satışa çıkardı.
İngiliz tabloid gazetesine The Sun’ın haberine göre 42 yaşındaki Steve Owen, kendisinden sadece 8 yaş büyük olan kaynanasını "garip ürünler" kategorisinde "kullanılmış" olarak niteleyerek açık arttırmaya çıkardı.

Eşi Tracey ile evlendikten sonra kaynanası Caroline Allen’in 27 yıldır yaşadığı Amerika’daki evini terk ettiğini ve İngiltere’ye gelerek kendi sokaklarında bir eve taşındığını söyleyen Owen, kaynanasına açık arttırma açılışı için 1 sterlin fiyat biçti.

İşsiz olduğu bildirilen Steve Owen, siteye de, "Bu yaşlı bir kaynana ve 1980 yılından bu yana kullanılmadı.

Amerika’dan geldi. Onu buradan alıp götürecek bir adam arıyorum. Yaşına göre pek de kötü değil. Ev hayvanları ile iyi geçinir yemekle arası iyidir" şeklinde bir not düştü.


Damadının kendisine 1 sterlinlik bir açılış fiyatı belirlemiş olmasının hoşuna gitmediğini söyleyen Caroline Allen, "En azından 100 sterlinden başlatsaydı" diye konuştu.

 
GAZETELER  
 
manşetler

 
SAAT  
   
TAKVİM  
  Myspace Stuff

Calendar Provided By : SeekCodes.com

 
HABERLER  
   
KİLOMETRE HESAPLAMASI  
   
Bugün 13 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol